Birdik biz

Gitmek miydi kolay olan;
Yoksa geride kalıp beklemek mi ?
Hani kopamazdık hiç;
Hani birdik biz ?
İmrenirdi hani herkes bize.
Hani ne kadar tartışsakta unuturduk herşeyi an sonra.
Hani gözlerimi kapattığımda yanımda oluyordun hemen.
Şimdi niye yoksun ?

Ya korkuyorsam sen yokken ?
Ya üşüyorsam gece yatağımda, seni arıyorsa bedenim.
Dökülürken incilerim, gözlerimi alamıyorsam resminden.
Seni sayıklıyorsa dudaklarım.
Ve özlüyorsam ömrümü!
Düşündün mü hiç...

Mutlumusun acaba ben olmayınca merak ediyorum.
Yüzün gülüyor mu yine en sersem şekliyle.
Ya da arıyor musun beni;
İçtiğin çorbada,
Gezdiğin yollarda,
Baktığın her köşede,
Ya da denizin dalgasında, aklına geliyor muyum hiç?

Çok özlüyorum ben seni..
Sigaraya verdim kendimi hepten.
Arka arkaya yakıyorum,
Unutmaya çalışıyorum ama...
Yine sen geliyorsun aklıma..

Gel desem şimdi sana
Gelir misin ?
Açıp kollarını sıkıca sararmısın yine ?
Nefesim diye fısıldar mısın kulağıma ?
Özledim be..
Çok özledim ömrüm!


29.06.10

Senin gibi


Tamam git öyleyse..
Ve sakın geri dönme!
Belki bir daha sana sarılamayacağım,
Belki tutamayacağım ellerini,
Yada dokunamayacağım tenine..
Alışırım tüm bunlara nasıl olsa,
Dayanır yüreğim zaman alsa da.
Bir ihaneti unutmaktansa,
Kokunu unuturum,
Her baktığımda beni büyüleyen gözleri unuturum.
Ama sen sakın unutma ki;
Hiç kimse tutamaz elimi, senin tuttuğun gibi,
Kimseye bakamaz gözlerim, sana baktığım gibi.
Ne ruhuma ne bedenime sahip olamaz kimse senin gibi...


29.06.10

Adam


Adam dediğin aşk kokmalı;
Sarmalı kokusuyla sevdiği kadını.

Adam dediğin biraz romantik olmalı.
Usulca dokunmalı kadına, şehvetle öpmeli sonra.

Adam dediğin bir bakışıyla yakmalı!
Çapkın değil, sahici olmalı.

Adam dediğin şefkat dolu olmalı;
Sevmeli kadınını, şımartmalı bazen ufak bir çocuk misali.

Adam dediğin güvenilir olmalı;
Omzuna başını yasladığında kadın, hiç bir korku duymamalı.

Adam dediğin dürüst olmalı;
Bugün ettiği yeminleri yarın unutmamalı!

Adam dediğin saygılı olmalı;
Saygı göstermeli kadınına, onunla gurur duymalı.

Adam dediğin cesur olmalı;
Engel olmamalı hiçbirşey, ne ona ne de sevgisine.

Adam dediğin adam gibi adam olmalı!
Yarı yolda bırakmamalı yanına aldıklarını.

Ve sen sevgilim söylesene ne kadar ADAMdın?


28.06.10

Suç kimdeydi?

Ağlama.
Ayrılıyor işte yollarımız.
Bakma öyle yüzüme nefretle.
Şikayet eder dururdun hep kurtuluyorsun.
Ne kadar kabullenmesekte çoktan ölmüştük biz;
Yalan olmuştuk çoktan.
Bir ölüyü diriltme çabasıydı bizimkisi.

Yaşarken hiçte farketmemişiz olanları.
Gün geçtikçe tükendiğimizi;
Hep kendimizi tükettiğimizi.
Ayrı yönlerde gitmişiz hep;
Zıt gitmişiz birbirimize.

Kabul etmemişiz olanları, kabullenmemişiz belkide.
Şimdi ise oturmuş ağlıyoruz bize, kendimize.
Suç kimdeydi, kimlerdeydi.
İnan artık önemli değil hiçbiri!

25.06.10

Son..

Ebediyete uğurladım bugün sevgimi.
Görüşmemek üzere ayrıldı benden.
En çokta canımı bu ayrı kalmak kelimesi acıtıyor.
Ayrı kalmak neydi bilmezdim ben sevgilinin kollarındayken.
Düşünmezdim bir saniyemin bile ayrı geçeceğini..
Şimdi ise duvarlar girdi aramıza; koca koca, beton yığınları.
Soğuk taş duvarlar.


Şimdi canım yanacak biraz; biraz ağlayacağım.
Gece uyuyamayacağım belki,
Dönüp duracağım yatakta.
Kokunu isteyeceğim meleklerden,
İşbirliği yaptım onlarla, sen uyurken gizlice çalıp kokunu bana getiriyorlar.
Adil olmadığını bildiğim için birazda kendi kokumu gönderiyorum sana.
Farkediyomusun acaba; yada birşey yokmuş gibi uyumaya devam mı ediyorsun?


Yeni bir hayat mı bekliyor beni şimdi;
Yepyeni taze bir ölüm mü?!
Sensiz olamam derdin ya hani,
Sende öldün mü?
Eğer öyle ise sevinirim.
Bir başkasına değmez ellerin.
Başka bedenlerde yanmaz tenin..


Sondu bugün; sonumdu benim..

18.06.10

Bizim anafikrimiz neydi?!

Masaldık biz sevgilim.
Bir vardık, bir yoktuk.
Dilden dile dolaşırdık belkide.. bitmeseydik eğer!
Her masal bittiğinde belli başlı bi öğüt verirdi ya hani.
Bizim anafikrimiz neydi?!

13.06.10

Masal

Belkide hiç çıkmamalıydın karşıma.
Ben hep içimdeki o uysal çocukla yalnız başıma yaşayıp gitmeliydim.
Alt üst etmemeliydin düşüncelerimi.
Ellerin ellerimden çekilmemeliydi aniden.
Giderken tereddüt etmeliydin bi an.
Dönüp bakmalıydın belkide soz kez.
Bir kez daha bakmalıydım gözlerinin derinliklerine.
İçime çekmeliydim kokunu bi içimlik daha.
Bi o kalmalıydı aklımda sen giderken.
Sanki ağlayan bi çocuğun susması için eline tutuşturulmuş bi şeker gibi elimi tutman değil!
Şiddetle başlayıp, bitmemeliydi bu masal.
Hemde en güzel yerindeyken.

11.06.10

Dönmezsen geri.

Korkuyorum sevgili.
Ya elim ellerine değmezse bir daha,
Ya dudaklarım yanmazsa yine aynı ateşle,
Gecenin bi yarısı seni ararsa bedenim.
Sensiz sabaha uyanırsam ömrümün arta kalanında.
Gözlerin benden başkasına bakarsa,
Zihninde benden başka simalar olursa,
Benden başkasına şarkılar söylersen geceleri,
Bi başkasını sararsa kolların..
Ya bir daha dönmezsen geri.
Kim sevecek içimdeki o ufacık veledi..


10.06.10 

Kelebek

Kelebek misali sana olan aşkım,
Kim yaklaşsa bana senden başka,
İnciteceğinden korkar, kaçarım.

Bir gündür ya hani kelebeklerin ömrü,

Her gece tükenirimde sensizlikten,
Sabaha yine seninle başlarım.


25.05.10

Sen.

Yüzün..
Yüzün bir güneş misali,
Baktığımda gözlerimi kamaştıran,
Güldüğünde dünyamı aydınlatan.

Gözlerin..
Gözlerin sanki..bir okyanus gibi,
Ucu bucağı olmayan,
Baktıkça daha da derinleşen,
Bi başkasına baktığında, kalbimi deşen..

Ellerin..
Ellerin ise, benim küçük
Ufacık dünyam onlar.
Korktuğumda saklanabileceğim,
Tek güvenebileceğim yer ellerin.

22.05.10
Ben bir resim yaptım. Beyazdı boyam; siyah bir tuval kullandım. Üç gözlü cerenler çizdim, cerenlerin gözlerini ahlaksızca boyadım. Üç ceren vardı; üçer gözlü. Toplam dokuz göz; dördünü senle bana ayırdım; beş tanesini toğrağa gömdüm, suladım.

Ben bir heykel tıraşladım. Çelikti malzemem; tahtadan, sapı plastik bir çekiç kullandım. Üç ağızlı tanrılar yarattım, tanrıların ağızlarını kumaştan rujlarla kapattım. Üç tanrı vardı; üçer ağızlı. Toplam dokuz ağız; ikisini senle bana ayırdım; yedi tanesini çöpe attım.

Ben bir şiir yazdım. İçinde kurşun yoktu kalemimin; kağıt yerine evimin duvarlarına yakınlaştım. Üç kelimeden oluşan mısralar yakaladım, mısraların kafiyelerini serbest yalnızlık ilkesine bağladım. Üç kelime vardı; üçer özneli. Toplam dokuz özne; ikisini seninle benim ayrılığımıza ayırdım; geri kalanları azınlıklara dağıttım.

Ben bir aşk yaşadım. Sahiciydi kalbim; ölümüne güzel bir hayat kullandım. Üçüncü kişiyi, yani senin aşık olduğun o insanı sana olan bağımlılığımla kutsadım. Onun da belki bir üçüncü kişisi vardı; üçüncü kişilere düşkün. Toplam milyarlarca ilişki, milyarlarca ihanet ve tutku; bir tanesini kendime ayırdım; seninle onu, gitmeniz için ansızın serbest bıraktım.

K. İskender